baslikyeni.jpg

Türkiye, özellikle 1980 li yıllardan sonra, diğer alanlarda olduğu gibi ekonomik alanda da önemli değişimler yaşıyor. Uygulanan ekonomik modelin rekabete dayalı olması, ancak üretici adına rekabeti sağlayacak kooperatif yapıların oluşturulamamış olması, diğer taraftan gümrük birliği ve Dünya Ticaret Örgütü ile yapılan anlaşmalar, ekonomideki dengeleri Ülkemiz özellikle de üreticimiz aleyhine bozmuştur

Ülkemizde özelleştirme süreci ile birlikte, tarımsal alandaki KİT ler, ulusal veya uluslararası sermayenin eline geçmiş, büyük sermaye kuruluşları ülkemizin tarımsal politikalarına yön vermeye başlamıştır.  Diğer taraftan uluslararası anlaşmalarla verilen taahhütler, tarımsal politikaların kendi inisiyatifimizle belirlenmesine de engel teşkil etme noktasına gelmiştir.

Fiyatlar ekonominin doğal koşulları içerisinde oluşmamaktadır. Üretici piyasanın arz ve talep dengesini gözleyecek ve ona göre dengeleri oluşturacak, rekabeti sağlayabilecek mekanizmaları oluşturamamıştır. 

Yıllardan bu tarafa pazardaki hâkimiyet unsurları değiştirilememiştir. Çünkü fiyatların oluşturulmasında üretici ile nihai tüketicinin etkin olmasını sağlayabilecek kooperatif yapıların oluşması veya gelişmesi sağlanamamıştır. Üreticinin korunmasına yönelik argümanlarda geliştirilememiştir.

Üretici örgütlerinin başarılarının bilimsel ve objektif değerlendirilmesi yapılmamıştır. Bu güne kadar kooperatiflerin ekonomiye katkısı, yarattığı istihdam, kayıt dışının kayıt altına alınmasındaki rolü, hizmet sektörüne katkıları bilinmemekte, bu konuda ciddi araştırmalarda bulunmamaktadır. Bu verilere ulaşılmadan ve bilimsel değerlendirmeler yapılmadan kooperatiflere ön yargılarla yaklaşılmaktadır.

Yıllardan bu tarafa, belkide kasıtlı olarak, kooperatifçilik siyasi bir hareket olarak değerlendirilmiş, olumsuz algılar oluşturulmaya çalışılmıştır. 

Türkiye’ye özgün bir kooperatif modeli geliştirilememiştir. Son on yıl içerisinde kooperatifler kanununda defalarca değişiklikler yapılmış, hatta kooperatiflerin yerine ikame kuruluşlar oluşturulmaya çalışılmıştır. 

2012 yılında yürürlüğe giren Strateji belgesinin, kooperatifçiliğimizde yıllardan bu tarafa biriken sorunların aşılmasına, yeniden güven veren, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi fonksiyonel kooperatifçiliğe geçişe katkı sağlayacağına ve yeni bir bakış açısı getireceğine daha doğrusu getirmesi gerektiğine inanıyoruz. 

Birlik olarak 1995 yılında bu tarafa, üretici örgütlenmesindeki mevcut olumsuzluklar ve üretici adına oluşan zafiyetlere rağmen önemli çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Bölgemizin bu hizmetlere ihtiyacı devam etmekte, hatta farklı konularda da çalışmaların yapılması gerekmektedir. Bu kapsamda değerlendirdiğimizde, Strateji planlama çalışmaları sürecinde yapılan çalışmalar ve analizler daha da önem kazanmaktadır.

Birliğimiz, 2005 yılından bu tarafa Alman Kooperatifleri Konfederasyonu DGRV ile ortaklaşa birçok çalışma yürütmüş, bu çalışmalar birliğimizin ve birim kooperatiflerimizin gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır. Hazırlanan bu strateji planlaması ile de birliğimizin kurumsal kimlik kazanmasına önemli bir destek verilmiş olunacaktır.

EROL AKAR - BİRLİK BAŞKANI

ORKOOPGIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞIOrman Ve Su İşleri Bakanlığı   

Friday the 19th. S.S. Kastamonu Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Birliği © 2017 Durukan Tasarım - Free Joomla 3.5 Templates